Hassas ciltler çok ince ve narin yapılarından dolayı çabuk kızaran, hırpalanması kolay, her şeye tepki veren, sıklıkla alerjik ciltlerdir. Kılcal damarları yüzeye çok yakın görünür. Temizlenmesinde yumuşak sütler, nemlendirilmesinde bağışıklılığı destekleyci kremler kullanılması şarttır.
Hepimizin derimize renk veren hücreleri vardır. Güneş ışınlarına maruz kaldığımızda veya hormonal bazı değişimler geçirdiğimizde bu hücreler fazla melanin salgılar. Yüzeyde toplanan bu renk hücreleri bulundukları yerin rengini değiştirerek ton farklılıklarını yaratırlar. Fotosensivite dediğimiz \'ışığa karşı\' duyarlılığı olanlarda lekelenme bazı ilaçlar veya dış etkenler sebebiyle daha farklı gelişir. Doğum kontrol hapları, bazı antibiyotikler, epilepsi ilaçları gibi sürekli kullanılan -bazı hormon ilaçları da- lekelenme ve ton farklılığının sebebi olabilir. Hamilelikte çoğu hanımın yüzünde renk farkları olmasının sebebi de ani hormonal değişimidir. (Hamilelikte oluşan \'melazma\' denilen lekenin temelinde hormonlar yatar)
Ton farklılığı olan kişinin mutlaka bir güneş koruyucu kullanmasıyla \'koyulaşma\' durdurulur. Sonra sıra ton farkının eşitlenmesine -açılmasına- gelir. Bunun için de ton eşitleyici serum ve kremler devreye girer.
Saf C vitamini içeren yoğun serum kürleri, cilt tonunun eşitlenmesine yardımcı olur aynı zamanda güneş kremlerin de koruyucu etkisini destekler. Lazer yahut kimyasal peeling ile lekeli / ton farkı olan bölgelerin rengini eşitleyebilir pürüzsüz bir renk oluşturabilirsiniz lakin sonrasında en az 30 SPF içeren bir koruyucu ile UVA/UVB ışınlarından korunmazsanız ton farklılığı artarak yine belirginleşecektir.
Güneşe çıkarken parfüm içeren kozmetikler kullanmayın.
Kış aylarında bile SPF 30 bir koruyucu kullanın
1. Sadece "hassas ciltler" için üretilmiş ürünler kullanın
Kimyasal kokular, koruyucular ve kuvvetli sentetik renklendiriciler kullanılmış kozmetiklerden kesinlikle kaçının. Makyaj malzemenizi ve cilt bakım ürünlerinizi, kimyasallardan arınmış, petrol türevleri, alkol gibi cildi tahriş etmeyen içerikleri garantilenmiş "organik "markalardan seçin.
2. Güneşten ve rüzgarlı havalardan kaçının
Güneş ve rüzgar hassas cilt üzerinde yanık oluşturur ve çatlamasına sebebiyet verir. Direkt güneşe çıkmayın. Çıkacağınız zaman mutlaka SPF içeren koruyucu kremlerinizi sürün ve şapkanızı takmayı unutmayın.
3. Ne yediğinize dikkat edin
Bazı besinler ciltte yanma yapabilir ve alerjiye sebebiyet verebilir. İnek sütü ve ürünleri, yumurta, kabuklu deniz ürünleri, yerfıstığı, marine edilmiş etler, asitli yiyecekler, aşırı baharatlanmış yağlı/şekerli yemekler yaygın alerjenlerden bazılarıdır. Teknoloji geliştikçe besinlere eklenen katkı maddeleri de çeşitleniyor. Bunlar da çeşitli alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Katkı maddeleri arasında önemli yer alan sülfitler çok sayıda yiyecekte (turşu, patates cipsi), alkollü içecekte ve ilaçta bulunuyor.
4. Stresi azaltın ve bağışıklık sisteminizi kuvvetlendirin
Artık araştırmalarda çok net bir sonuca ulaşıldı. Zayıf bağışıklık sisteminin oluşmasında yüksek stresin çok net etkisi var! Gerekiyorsa temel vitamin ve minerallerden destek alın. Yeterli uyuyun, uykusuzluk metabolizmayı zayıflatır. Spor yapmanız bünyeye çok yardımcı olur. Ve en önemlisi stres seviyenizi düşürmek için elinizden geleni ardınıza koymayın. Seçim sizin: Dans, kır yürüyüşleri, meditasyon, dostlarla vakit geçirmek, müzik aleti çalmak, şiir dinletileri, konserler vs.
Yaşam şekliniz, genetik yapınız, hormonal durumunuz ve kullandığınız yanlış ürünler cildinizi \'yağlı\' yapar... \'Doğru bakımla\' bu yağı gayet iyi kontrol altında tutarsınız.
Yağlı ciltlerin en sıkıldığı konu gün içinde cildin parlaması, gözeneklerin açık olması ve makyajın uzun süre kalmamasıdır. Fazla yağı yok etmek için sürekli cildini sert ürünlerle yıkar, yağlandırıyor diye nemlendirici kullanmaz ve çok sık yıkar,
Doğrusu sabah ve akşamdır.
İşte bunları yaptığı sürece de cilt daha da yağlanır ve gözenekleri daha da açık hale gelir.
Neden mi?
· Çünkü yağ, agresif yöntemlerle yok edildikçe salgı bezleri tahrik olur, deri savunmasız kaldığını düşünerek iki misli yağ salgılamaya çalışır. Bu salgıyı dışarı çıkartabilmek için de gözenek açılmak zorunda kalır. Bunu sürdürdükçe de yağlanmayla baş edemezsiniz.
· Yağlı ciltlerin de nemlendiriciye ihtiyacı vardır. Yağlı ciltler için üretilmiş su bazlı bir nemlendirici ile yağ/su dengesini kurarsınız. Suyu dengelenen cildin yağı da ayarlanmış olur.
· Güneş ışınları yağ salgısını tetikler. Mart-Ekim ayları arası SPF içeren, yasız bir koruma kullanırsanız yaz aylarında yağ salgısının artmasını ve gözeneklerin genişlemesini de kontrol altına almış olursunuz.
Ne yapmalı?
· Sert, \'deterjan\' denilen içerikleri olan (SLS (Sodıum Lauryl Sulfate) ve SLES (Sodium Laureth Sulfate) temizleme jellerinden vazgeçiniz. Yumuşak köpüklerle temizleyen bitkisel köpürtücülü temizleme yapınız. Yağlı ciltler için üretilmiş misel suları da kullanabilirsiniz.
· Jelle temizlenip durulanan cildi mutlaka bir tonikle sakinleştirip pH'ını dengeleyiniz.
· Su içinde yağ formülü olan, yağsız bir nemlendirici ile suyunu kaybetmesini engelleyiniz.
· Kızarıklığı onarmak, cildi sakinleştirmek için yatıştırıcı serumlardan destek alabilirsiniz.
· UVA. UVB ışınlarının etkilerine karşı SPF koruma kullanınız.
· Banyo çıkışı yağ dengeleyici maskeler uygulayın.
· Akşamları cildinizi temizleyerek gece boyunca yağ salgısını kontrol altında tutacak kreminizi uygulayınız.
Kızarıklık yatışacak, yağlanma, parlama, gözenek büyümesi kontrol altına alınacak ve cildin hassasiyeti azalacaktır.
Ürün önerilerimi altta ekliyorum.
Sevgiler..